• Авторизация


ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 06-07-2009 02:14


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.

975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)



/продолжение/

M.S. 1 yüzyılın arasında Küzey Hunnu toplumsal düzenini değiştirerek, iç demokrasinin etkili olduğu bir ordu devletine dönüşüyordu, çünkü düşman çevresi bunu gerektiriyordu. Eski gelenekler ortadan kaldırılıyor ve yetenekli insanlar, sıra, soy kararı da olmadan toplumsal hayattaki hak ettiği yere gele biliyordu. yeniliklerin etkili olmasını, Küzey Hunnuya katılan önder görüşlü, becerikli, hatta maceracı insanlar, devletin eski raylardan kopmasını ve dış etkenlerine karşı koya bilecek bir toplumsal birlikteliğin yaratılmasını sağlıyorlardı. Fakat bu yenilenmenin, iyi tarafları hariç, Hun soyunu zayıf kılan bir yetersizliği de vardı: artık "Hun
Şerefi" için savaşan asker yoktu, çünkü halktan gelen yetenekli ve becerikliler, Hun asiliyetinin sloganlarını önemsemiyordu. Eski Hunnu'nun artık olmayacağını gören Hun soy başkanları (Gilos Yaşlılar Kurulu Üyesi), soydaşlarını da yanına alarak (36 bin) Çin'e Güney Hunnu'ya geçiyor, onları da diger soyların temsilcileri (73 soy) izleyorlar.
Küzey Hunnu dört tarfından düşman halklarla kuşatılıyor, milletinin gittiğiyle güç kayıbına uğruyor. Güney Hunnu, Çin, Syanbiy'ler, Dinlin'ler, Hunlara sırt çevirmiş Batı Bölgesi hepsi de Küzeyli Hunlara saldırma hazırlığında bulunuyorlardı. Onlarla başa çıkabilmenin yolunu bulamayan, diş ve iç savaşlarda yıpranmış Küzeyli Hunlar, çekilme yollarını arıyorlardı.
M.S. 87. yılında Hun tarihinin en kanlı savaşı başlamakta. Çin desteğiyle cesaret bulan Syanbiyler, Küzey Hunnu'ya doğu tarfından girerek, devleti alt üst edip, inanılmaz gaddarlıkla halkı kendinden geçiriyor ve canlı canlı Ülü-şanüyun derisini halkın önünde koparıyorlar. Paniğe kapılmış halk (50 soy) Çin'e kaçarak sığınıyor, 6 yıl sonra ise, 10 binden fazla arabaya sığan Hun aileleri, baskılara dayanamadan, Syanbi halkına katılıyor ve "syanbiy" etnik ismini kabulleniyorlar.
Küzey Hunlar arkaya çekilme yollarını arıyor ve Altay ve Tyan-Şan'ın arasından geçerek, Karaganda'ya kadar ulaşıyorlar, zamanla da eski kuvvetine kavuşuyorlar.
Hunlardan kurtulmanın mutluluğunu yaşayan Çin, M.S. 2-ci yüzılda Batı Bölgesinin Hun elinde olduğunu öğrenerek, temelden sarsılıyor. Ölü saydığı halkın yaşadığı, daha da fazlası, gözü olduğu Batı Bölgesinin elinden alınmış olduğu, Çin'i alarma geçiriyor.
Hunlar ise, Mode mirascılarını uzaklaştırarak, üst düzey asiliyet Huyan (Koyan) soyunu Hun tahtına oturtmuş bulunmakta ve yeni zaferlerine hazırlanmaktaydı. Eski Hun asiliyetin tüm geleneklerini de tahta taşıyan Huyan (Koyan) ( manası-Tavşan) soyu, "Hun Şerefi" kanununu toplumsal davranışların temeli kılıyor, Hunnu'nun eski ahlaki değerleri de üste çıkıyor. "Rezalettense-Ölüm" slogan da "uçan atlıların" vazgeçilmez kuralına dönüşüyor.
Hun asiliyetinin yenilgisiz tutumunu iyi bilen Çin, ağır savaşa hazırlanmaya başlıyor. Eskiden Huyan soyunun başkanına, kendi soy başkanlarına gibi "GUN"(Prens) diyerek değil, "VAN" (Kral) diye hitap etmek zorunda bırakıldığını Çin çok iyi hatırlıyordu. O yüzden
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 06-07-2009 02:09


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.



Nart Sözle



*Nart tohalanır, ocak ocalanır: Satıraltı tercümesi "Once çatı yapılır, sonra ocak bacası". Fakat satıraltı tercüme onun değişken soyut tarzdaki mansını açıklayamıyor. ("Nart" çatı, yüksek, en üst, üst kaplama, asil anlamında bir söz olup, Hun üst düzey asiliyetinin toplu lakabıdır. Hunların bilinen boyları "Nart"; Sya; Syanbiy(Tanşihaylı); "Oğuz". "Nart'ın" soyut tarzdaki anlamı geniş alanı kapsar ve her cümlenin manasına göre değişir. Örneğin: "Nart çamlansa tarh tayar" (Nart (üst düzey asil) kızarsa taht düşer); "Nart nalğa can salır"(Nart nala can katar).
*Nartnı-kıyımı, erni-tıyımı: Çatının süsü - sahibin maddi durumu. İkinci manası-Asalet erkeğin tanımlayıcısı, özü. (Satıraltı tercümesi biraz zayıf kalmakta. "Kıyım" eski sözdür, sert maddeler üzerindeki işlemelerin anlatılmasında da kullanılmaktadır. Anlamı-"kesilerek yapılan süs", "tıyım" ise "ekonomik hal" anlamını taşımaktadır ve "kiri" sözüne eşdeğerdir. Öyle de atasözü şöyle okunur: "Çatıdaki süs işlemelerin kalitesi ev sahibinin ekonomik durumunun göstergesidir" İkinci manada- Asalet erkeğin kan izi ve kişisel birikiminin göstergesidir).
*Nart çamlansa tarh çaykalır: Nart kızdığında taht sallanır. (Bu söz çok eski zamanların anısıdır ve Hunnu’da Şanüy yönetimin başlanıcındaki olaylara işaret etmektedir. Zira üst düzey asiller ( Nartlar) şanüya her an haddini bildirecek kadar yetkili olmuştu.
Tukumnu sıylısı -Nart, adamnı sıylısı – Kart. Soyun saygını – Nart, insanın saygını – Yaşlı.
( Bu eski deyış Hunlar'da "nart" (üst, çatı) anlayışının soylara nasıl yansıdığını göstermekte eşsizdir ve "Nart" boyu denilenin ne olduğuna ışık tutmaktadır. Yaşlılığın saygın oluşu ise günümüze kadar taşınmış bir manevi kural olarak Hun-Karaçaylılarda kusursuz işlemeye devam etmektedir).
*Nartnı atı-canı: Nart'ın atı canıdır.
*Nart sadağı- cauçaçar, Nart corğası -kuşuçar: Nart'ın yayı düşman dağıtıcı, Nart'ın atı kuş gibi uçucu.
(Görüldüğü gibi satıraltı tercüme manasını veremiyor. Bu atasözünde "kuş uçar" ve "cau çaçar" kelimeleri birlikte yazılmakta, zira yazılıştan dolayı mana değişmekte. "Kuş uçar" (kuş uçar) bir kuşun uçtuğunu anlatır, "kuşuçar" ise soyut tarzda anlam taşıyarak "diğer türlerden üstün marifetli dörtnalcı koşu atı" olarak anlaşılır. "Cau çaçar" (düşmanı dağıtır) "cauçaçar" olarak yazıldığında "ebediyen düşmanı mahvediçi, yenilgisiz" olarak çevrilir.Ata sözü şöyle okunur: "Nart'ın yayı yenilgisiz, Nart'ın atı uçan at".
*Nart kızğa kıyımlı tarhlık: Nart kızına işlenmiş ayakkabı.
(Satıraltı tercüme tamamen yetersiz. "Tarhlık" Hun asil kadınlarının giydiği boyu uzatan süslü deriyle ağaçtan yapılmış yüksek ayakkabılardır. Kraliçeler (Yanciy) de onları giymişlerdir. Öyle de atasözü geniş anlam taşımakta ve Nart kızının tahta layık olduğunu da manaya
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии

ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 06-07-2009 02:07


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.



*Beriüçüge kaytıb keliüçü: Satıraltı tercümesi "Vericiye (kısmet) dönüp gelici". Kullanımdaki yorumu -Vermeyi sevenin kısmeti devamlı açık.
*Aman katın artı bla korkutur: Kötü kadın kıçıyla korkutur.
(Satıraltı tercümesi atasözünün manasını yansıtamamakta. Taşıdığı mana-"Değersiz kadın çocukları peşpeşe doğurarak kendini mecburen kabullendirir").
*Han balık suuda batmaz, asıl at colda kalmaz: Han balığı suda boğulmaz, asil cinsi at yolda yıkılmaz.
*Cahanimni colu-igi innetden tolu: Cehenneme giden yol iyi niyetlerle kaplıdır.
*Tüyülgen katın kucurur, erkeletilgen-kuturur: Dövülen kadın tuhaflaşır, şımartılan kadın kudurur.
*Süymeklik- közden, üyleniü-özden: Aşk- gözden, evlilik -özden.
(Getirilen satıraltı tercümesi yetersiz kalmakta. Asıl kullanılan manası: Aşk için bir bakış yeterli, evlenmek için da özü bilmek gerekli).
*Ariü-közden, asıl-sözden: Güzel gözden, asil sözünden (tanınır).
*Keçe bilmegen ketmez auruu bla caşar:Affedmeyi bilmeyen ağır hastalıkla yaşar. (Getirilen mana yetersiz, zira Hun-Karaçaylılar "auruu" (hastalık) sözünü süregen, hiç gitmeyen hüzün, acı olarak da kullanmaktadırlar. Öyle de atasözünün anlamı-"Affedmesini bilmeyen kişi göhsünü kemiren hüzünle yaşar").
*Caşha biçak silksen başha kama tirelir: Oğlana biçak çekersen başına kılıç direnır. (Satıraltı tercümesi manayı çarpıtmakta, zira "caş" (oğlan) burada her hangi birisi manayı üstlenmektedir. Kullanılan manası-"Başkasına biçak çekersen başına kılıç dayanır").
*Bireünü börkün alsan börküne sak bol: Birisinin şapkasını aldıysan kendi şapkana dikkatli ol.
*Külme caşha, kelir başha: Alay etme oğlana, gelir başına. (Burada "caş"(oğlan) sözü "yaşayan her kimse" manasını taşımaktadır. Kullanılan manası-"Kimseyle alay etme, başkasının durumuna gülme, çünkü kendi başına gelebilir").
*Zar kölü kül: Kıskancın gönlü kül. (Burada "kül"(kül) kelimesi "yok, hiç, ortadan kalkmış durumda" anlamında gelmektedir. "Köl" (gönül) ise, yoruma bağlı, "kişilik" anlamınını da yansıtmaktadır. Öyle de anlamı-Gıptalının gönlü kül gibi yakılmış olur).
*Başhağa uru kazsan kesin tüşerse: Başkasına çukur kazarsan kendin düşersin.
*Suu çelekni tübü suuda kalır: Su kovanın dibi suda kalır.
*Aş bermesen da kaş ber: Yemek vermesen da kaş ver. (Kullanılan manası başkadır_-"Yemek vermesen da gülümseni eksik etme". Kaş ver deyişi – güler yülü ol demektir).
*Zar canı cana caşar: Kıskanç canı alev alev yanarak yaşar.
*Cauğa calbarğandan cat da canını karma: Düşmana yalvarmaktansa uzan da intihar et. Canını karma –eski sözdür ve intihar et anlamını taşımaktadır.
*Aşasa aşamasa da börünü auzu kan: Yese yemese de kurtun ağzı kan.
*Kereksiz mahdalğan kerekli bolur: Yersiz övülen delirir.
*Suu çıkmağan kölnü maka hırıu tutar: Suyu yenilenmeyen gölün üstünü kurbağa yosunu kaplar.
*Bergen kolda-bereket: Veren elde bereket.
*Zar zor caşar: Gıptalı zor yaşar.
*Zorda marda cok: Zülümde sınır tanınmaz.
*Zor kılıçı sabdan sınar:
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 06-07-2009 02:05


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.



*Tayıuçu tönnekni çurumu başda: Düşücü bedenin nedeni-kafadadır.
(Satıraltı tercümede anlamı biraz farklı okunmakta. Kullanılan anlamı - " Hayat yanlışlarla doluysa nedenlerini akılda ara").
*Aman başçılı halk-talk: Kötü başkanı olan halk mahvolur.
(Kullanılan manası: "Değersiz başkanı olan halk mahvolur". "Talk" sözü halkla ilgili kullanıldığı zaman çaresizlikten mahvolma manasını taşır).
*Mal -keter, bilim- öter: Mal gider, bilim geçer.
( Satıraltı tercümesi zayıf kalmakta. "Öter" sözü "ebediyen yaşar" anlamını taşımaktadır. Soyut tarzdaki manası-"Mal yok olup gider, bilimse ebediyen yaşar").
*Mal calğan da tin kerti: Mal yalan, manevi varlık gerçek.
("Tin" (ruh) burada "manevi varlık", "ruhsal erginlik" anlamında gelmektedir. Manası şöyle okunur: "Mal aldatıcı varlıktır, gerçek varlık manevi olgunluk, ruhsal erginliktir".
*Canım, tinim-ana tilim: Canım ruhum - ana dilim.
*Malğa coyğan "bügün" der, tinne coyğan "tambla" der: Mala harçanan "bugün" der, manevi varlığa harçanan "yarın" der.
(Kullanılan manası-"Mala harçanan buğünü düşünür, manevi gelişime harçanan gelecek nesilleri düşünür").
*Can canlandırır, tin ayaklandırır: Can canlandırır, ruh ayağa kaldırır.
(Bu ata sözü de soyut tarzda anlaşılan türdendir. Manası:"Can sadece bedenin canlanmasını sağlar, ruh ise onu yönetir ve yaşatır". "Ayakalandırır kelimesi burada hem "yönetir" hem "yaşatır" manayı içermektedir).
*Sıy minne tül-tinne: Saygı bine değil, manevi dereceye.
(Burada "tin" "manevi gelişim", "bilgi" manalarını içermektedir).
*Baynı başı auruuçu: Zenginin başı ağrıyıcı olur. Kullanımdaki soyut tarzdaki manası: Varlıklı malını düşündüğünden hep rahatsız yaşar.
*Burun çüyürüuçü halknı çüyürtür: Satıraltı tercümesi "Burun çevirici halkı kendinden çevirir" anlamını tam verememekte. Soyut tarzda anlaşılan kullanımdaki manası: "Herkese kibirle yaklaşan halkın kendinden geri çevrildiği acıyı yaşar").
*Süygen- süyer, süymegen-küyer: Seven sever, sevemeyen alev alev yanar. Soyut tarzdaki anlamı-"Sevebilen sevdayla tutuşur, sevmesini bilmeyen gıptayla boğuşur").
*Urğuç-urulur, buuğuç-buulur: Saldırıcı vurulur, boğucu boğulur. Soyut tarzdaki anlamı: Başkasına yaptığını kendin yaşarsın.
*Urma, urulğan bol: Vurma, vurulan ol.
*Anı tersligin zaman çaçar, seni tersligin içini aşar:Onun suçunu zaman siler, seni suçunsa içini yiyer.
(Satıraltı tercümesi yetersiz kalmakta. Kullanılan manası:"Onun sana karşı işlediği suç zamanla senin tarafından unutulur, ama seni yaptığın haksızlık kendi içini yiyip bitirir". Bir diğer anlamı-"Mağdur etmektense mağdur ol".
*Namıs ketse - can sıysız: Namus gidince can hiç. Burada can kelimesi kişi anlamında gelmektedir. Atasözü şöyle okunur: Namustan yoksun can (kişi) hiç.
*Garanı başın bir cerde cabsan bir cerde çığar: Kaynağı bir yerde kapatırsan bir başka yerden çıkar.
(Satıraltı tercüme anlamını tam yansıtamıyor. Kullanılan anlamı-"Yeteneklinin bir yönde önünü kesersen, bir başka yöndeki yeteneğini gün ışığına çıkarır").
*Çıçhannı balası kabcık teşer: Farenin
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 06-07-2009 02:03


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.




*Tamadağa-ayakdan, şapağa-cayakdan: Kelikesi kelimesine çöyle çevrilir: Başkana-ayakta, masa hazmetkarına yanaktan. Ama bu tercüme atasözünün manasını veremiyor. Hun-Karaçaylı Türkçesinde anlamı şöyle olur: Masa başındaki büyükle (tamada) ayak üstünde kibar irtibatlaş, masanın hizmetini yapan kişiyle (şapa) serbest halde irtibat kur.
*Miyik uzakdan körünür: Yüksek uzaktan görünür.
*Alimni zaman cıkmaz: Aydını zaman yıkmaz.
*Süyeme da süyer kibik süyümün cok, süymeyme da senden sora süyerim cok: Sevmek istersem sevilecek bir yönün yok, sevmekten vazgeçersem de senden başka seveceğim yok.
*Süygenni kulağı sannırau, közü-armau. Aşığın kulağı sağır, gözü kör. Armau (psikolojik, ruhsal çöküntü)
bu atasözünde kör anlamında gelmektedir. Örneğin: "Colğa karay eki közüm armau boldu"- Yola baka baka iki gözüm kör oldu. (Biynöger efsan. Dayım'ın sözleri)).
*Kudoru süygen korkutuuçu bolur: Fasulyei seven korkutucu olur.
(Bu atasözü şaka türden olup, fasulyeye düşkünlerini utandırabilecek bağırsak problemler hakkında uyarmaktadır).
*Zalimlik azau carğan zaman: Kelimesi kelimesine anlamı: Zülmün köpek dişinin çıkarttığı zaman. Kullanımdaki manası: Zülmün tam ergen çağına ulaştığı dönemi. Atasözü gibi kullanılan bu eski cümlede, "azau carğan"- "diş çıkaran" olarak çevrilir. Soyut tarzdaki anlamı-"en kudretli, çağ dönem".
*Keliüçenne beriüçen bolsan keliüçenin köb bolur:Devamlı gelene verip durursan gelenin çok olur.
"Keliüçen" bir eski kelimedir ve "devamlı geleni" anlatmaktadır. "Beriüçen" ("berinçek").de eski sözlerdir, anlamı -"vermeye alışık" ( vermeden yapamayan, fedakar).
*Düniya közüudü: Satıraltı tercümesi-"Dünya sıradır", fakat atasözünün manası soyut tarzda okunmaktadır. Kullanımdaki manası-"Kimseyi eleştirme, her şey herkesin başına gelir".
*Tözgen töş aşar: Dayanan tavuğun beyaz etini (töş) yiyer.
Satıraltı tercümesi manasını anlatamamakta. Kullanımdaki manası-"Dayanabilen kazanır". Töş (tavuğun göhsü, ot kesici aletin bilemesinde kullanılan alttdan direniş güç oluşturuclu alet. Burada bu söz cümleye göre mana değiştirmekte ve kazanır olarak okunmaktadır.
*Eter işinii on kere tint, aytır sözünü cüz kere oyumla: Yapacağın işi on defa incele, söyleyedeğin sözü yüz defa düşün.
*Elek teşikge külgenley: Eleğin deliğe alay etmesi gibi.
*Küysüzden çiysil çığar: Soysuzdan pişmemiş çıkar, satıraltı tercüme anlam verememekte. Kullanımdaki manası: Soysuzdan kişi olmaz.
*Küysünmegen ten tabmaz: Kimseyi kendine denk görmeyen dost bulamaz.
*Urulsan da ullu cayadan urul: Vurulursan da büyük yayla vurul.
*Keçegi söz keri keter: Gece konuşulan uzağa duyulur.
*At bashannı cer bilir: Atın nasıl bastığını yer bilir.
*İynek ayağı buzou öltürmez: İneğin ayağı buzağıyı öldürmez.
*Cumuşak tilli buzou eki ananı emer: Yumuşak dilli buzağı iki anneden emer.
*Tabalauçu tabalık bolur: Satıraltı tercümesi-"Tekmeleyici ‘of be, hakettiğini buldu’ der sözlerle anılır.
Tercüme soyut tarzdaki anlamına gore doğru analaşılır. Atasözü şöyle okunur:
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 06-07-2009 01:58


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.



*Beti campak küzgüge kölkaldı eter: Yamuk yüzlü aynaya küser.
*Cumuk közlü çuunu tersler: Yumuk közlü atalarını suçlar.
"Çuu" eski dilde "uzak atababalar, genetik atalar" demektir. Örneğin: "Atı çuu sağınılmay kaldı" (ismi, genetik ataları anımsanmadan yok oldu, hayatta onun genetik dalından kimse kalmadı). Dolayısıyla atasözü şöyle okunmakta: "Yumuk közlü genetik atalarını suçlar".
*Cumukközge açıkköz - badırak: Yumuk közlü için açik gözlü - fırlama gözlüdür.
*Bet kıysık ese küzgüge ne dau? Yüz yamuk ise aynaya ne dava?..
*Arbaz kınnırdı da iynek saualmayma: Avlu düz olmadığından iyneği sağamıyorum.
*Palah aytıuçu palahha kalır: Hep bela haberler getiricinin başı belaya girer.
*Gudu-hurcundan, kul-gırcından: Hırsız - cepten, kole - ekmekten..(anlar).
*Muhar betin aşar: Obur vicdanını yiyer.
*Karaton kelin dariy cayılır, tabıuçu kelin calka kayırır: Kısır gelin ipek gibi yaylır, doğurucu gelin yelesini kaldırır.
Satıraltı tercümesi yetersiz kalmakta, zira "calka kayırır" "karşı koyar" anlamında gelmekte ve getirilen cümlenin manasından etkilenerek "yüz tutar, "burnu havalarda olur" anlamı yansıtmaktadır. "İpek gibi yayılır" demek "çok nazik, güleryüzlü, hanım hanımcık" manada anlaşılmaktadır. Öyle de atasözü şöyle okunur: "Kısır gelin çok nazik olur, çocuklu gelin ise karşı koyucu, yüz tutucu olur".
*Kündeş kündeşge art bulğar: Kuma kumaya kıç sallar.
*Kesi cığılğan cılamaz: Kendi düşen ağlamaz.
*Aman ul ulutur: Kötü oğlan ulutur.
*Ursan-ölür, satsan-kelir: Vurursan ölür, satarsan gelir.
Bu atasözü bir birinden kopamayacak kadar yakın akrabaların yaramaz olduğu durumda dile getirilir. Örneğin: "Ne yapacaksın, evlat, vurursan ölür, satarsan gelir".
*Köb söleşgen poh söleşir: Çok konuşan çerçöp konuşur.
Bu tercümede "poh" sözünün tam karşılığı bulunamıyor. ("Poh" çerçöpün hayvan dışkısıyla karıştığını veya yoğun bir kirli karışıklığı anlatır).
*Kerti köb aytılsa calan bolur: Gerçek çok tekrarlanırsa yalan olur.
*Cathan taşnı tübüne çık ötmez: Yatan taşın dibine çiğ geçemez.
*Uçhan çaprak butakdan kutuldum deb kuanır: Uçan yaprak daldan kurtuldum diye sevinir.
*Calan sertı-kımıja: Yalanın sırtı çıplak.
*Başına tabmazın ayağına tabhan tabhanına taban basar: Başı için bulamayacağını ayağı için bulan, bulduğuna taban basar.
Görüldüğü gibi satıraltı tercüme anlamını ortaya koyamamakta. Kullanımdaki manası şöyledir: " Dünyaları verip de elde edemeyeceği kızı (erkeği) kaderin bir oyunu olup tesadüfen elde ediveren değersiz kişi, onu kendi düşük seviyesine indirir ve ayak altına alır".
*Ten bolmağannı tensinsen tensinneninden küerse: Denk olmayanı kendine denk edersen, denk ettiğin kişi tarafından yakılmış (üzülmüş) olursun.
Burada "küyerse" (yanarsın) atasözünün manasından etkilenmekte ve "üzülürsün" manada okunmaktadır.
*Tış-aybatlık, iç-kertilik: Dış görsellik, iç gerçek.
("Aybat" sözü hem dış gförünüşü, hem tavır tarzını kavrayan bir
Читать далее...
комментарии: 1 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ" 03-07-2009 23:01


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
.


СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.



*Az bilgen köb söleşir: Az bilen çok konuşur.
*Kızın bolsa erge aşık, ölün bosa cerge aşık: Kızın varsa evlendirmeye acele et, ölün varsa gömmeye acele et.
*Başlannan iş biter: Başlanan iş biter.
*Kalamçı talamçını talar: Kalem tutan yırtıcıyı yener.
("Talar" vahşi hayvanın saldırısını anlatılmasında kullanılan sözdür. "İt taladı" (Köpek saldırdı). "Talamçı" eski sözdür ve "gıptalı saldırgan" olarak anlatıla bilir. Örneğin: "Talamçıla talar capılı, bilek desen tutmaz - katılı, carlı canım' a tüşer - atılı, ey medet, ne boldu bu düniyağa!" (Gıptalı saldırganlar dalayacak suratlı, direnecek güç yok kolumda, zavallı canım harçanıp gider gibi, ey yüce kudret, ne oldu bu dünyaya!) İ.Semenov."Künüm").
*Cılamağan caşha emçek salma: Ağlamayan oğlana (bebeğe, çocuğa) meme verme. "Caş" (oğlan, yıl) bu atasözünde "bebek, çocuk" manada gelmekte.
*Üçden dağan taymaz: Üçlü direk düşmez.
*Bilmezni kolunda dariy-tıcına: Bilmezin elinde ipek kaba pamukluya dönüşür. ("Tıcına" kaba pamuklu veya diger maddelerden yapılmış ip. Eski sözdür. Günümüzde kullanım dışı bulunmaktadır).
*İyesin süysen itine süyek ber: Sahibini sevsen köpeğine kemik ver.
Cigit sırtı cer bilmez: Yiğitin sırtı yeri bilmez.
Süygenni başı gitçe da cüregi ullu, süymegenni başı ullu da cüregi gitçe: Sevenin başı küçük de yüreği büyük, sevemeyenin başı büyük de yüreği küçük.
*Minsn-asıl at, alsan- biyçe kız: Binsen asil ata bin, alırsan asil kızı al.
*Minsen asıl atha min: Binersen asil ata bin.
*Atsız esen cayau cürü, eşekge minme: Atsız isen yaya yürü, eşeğe binme.
*Eşeğin cok ese küyeündamı cok: Eşeğin yoksa eniştende mi yok.
*Saudügerçini eşegi at bolur: Pazarlamacının (tüccarın) eşeği at olur.
(Burada satıraltı tercümesi manayı biraz zedelemektedir. Kullanılan manası: "Tüccar eşeği at olarak tanıtıp satar").
*Satıuçunu eşeği - at: Satıcının eşegi-at.
*Cığılsan da miyikden cığıl: Düşersen de yüksekten düş.
*Namıssız kız berne bla cabılır: Namussuz kız damadın akrabalarına dağıtılan hediyelerle örtülür.
*Aman kızğa-kazan koşak: Değersiz kıza kazan katılır.
Tercüme atasözünü tam anlatamamakta. "Kazan koşak" (kazan katkı) sözler satıraltı anlamında kullanılmaz. Genellikle bulunduğu cümlenin manasından etkilenerek, olumlu veya olumsuz mana yaratmaktadırlar. Burada alayı, ciddiyetsiz bir davranışı, dalga geçmeyi anlatmaktadırlar.
*Börü kartlığında cuburançı bolur: Kurt yaşlanınca fare avlar.
*Uu basalmağan börü uluuk bolur: Avlanamayan kurt ulucu olur.
*Akıllı katın erni castıkda horlar: Akıllı kadın erkeği yastıkta yener. (Burada mana biraz farklı gelmektedir. "Akıllı kadın erkekten yastıkta zafer kazanır" (evde sözünü geçerli kılar) olarak anlaşılır).
*Namısdan malnı saylağan sıylannan bolmaz: Namusa malı tercih eden sayğılı olmaz.
*Bir amanlık on igilikni cabar: Bir kötülük on iyiliği kaoatır.
Bügülmegen ağaç-sınar: Bükülmeyen ağaç
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ". 03-07-2009 22:58


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.





*Köme köbge katılır: Kızamık çoğa dokunur.
*Kaurak-kuurur, can-ulutur: Kavlıca kavurur, canı ulutur.
*Bal tuthan barmağın calar: Balçı parmağın yalar.
*At belinde-er, eşek belinde-ser:At üzerinde erkek, eşek üzerinde serseri.
( "Ser" aklı fikri tükenmiş ihtiyarı da anlatır).
*Erinçekni er almaz, er alsa da köl salmaz: Tembeli (kızı) koca almaz, alsa bile ona gönlü ısınmaz.
*Karda-sokmak, geleüde-illeük: Karda iz, ot içinde patika.
*Ornun bilgen orun alır, bilmegen karab kalır: Layik olduğu yeri bilen yerini alır, bilmeyense öylesine kalır.( Bu deyişte "karab kalır" (bakarak kalır) söztakımı "aptalca bakarak", "öylesine bakarak" anlamında gelmektedir. "Ornun bilgen" (yerini bilen) kelime ise "layik olduğu" manayı da içermektedir).
*Say suu künne çıdamaz: Dere güneşe dayanamaz.
*Salpı kulakkğa sırğa caraşmaz: Asılı kulağa küpe yakışmaz.
*Etekni kıyaun karağan körür: Eteğin eksiğini bakan görür.
*Katır erni eger, biy da kul da eter: Kadın erkeğin içine işler, asil veya köle yapar. (Kadın erkeği vezir de rezil de eder. TC versyonu).
*Bal çibin urğuç bolur: Arı saldırgan olur. (Soyut tarzdaki manası biraz farklı. "Emek verdiği malını herkes korur").
*Suuğa kige çıkdan ırıslamaz: Suya giren çiğden çekinmez.
*Suuğa kirgen cibir: Suya giren ıslanır.
*Sünnü süygen murdar bolur: Mızrak tutkunu sonunda katil olur.
*Kire turğan-cuuk, kende kalğan-suuk: Gele gide duran yakınlaşır, uzak kalan yabancılaşır.
*Kerti aytıla aytıla calan bolur: Gerçek söylene söylene yalana dönüşür.
*Kerti kerkilse da sınmaz: Gerçek yıpratlsa da kırılmaz.
*Karğış tilge kelse cürek ajım eter: Beddua dile gelince yürek pişmanlık duyar.
*Cannızlık calka kayırsa bögek ahsınıuçu bolur: Yalnızlık sardığında cesur içini çeken olur. (Bu tercüme yetersiz. "Calka kayırsa" söztakımı bir durumun daha da şiddetlenmesini anlatmaktadır, "ahsınıuçu" ise hüzünle içini çekme manayı yansıtmakta. Dolayısıyla atasözü şöyle okunur: "Şiddetli yalnızlık hakim olursa cesur bile içini hüzünle çeker".
*Camağat degen cannız kalmaz: Cemiyet (halk) diyen yalnız kalmaz.
*Zamanna başın caraşdırmağan zamandan açır: Zamana kendini uyumlaştıramayan zamandan darbe yer.
(Burada "açıu"(acı yaşar) kelimesi cümle manasından etkilenerek "darbe yer" anlamında gelmektedir).
*Bir tayğan tayğakdan callar: Bir defa kayan kaygan yerden çekinir.
*Tinçi - tilden, tilçi-tinden uzak: Aydın iftiradan iftiracı da manevi değerden uzak.
*Kısılğan taşnı cılıtır: Sarılan taşı ısıtır.
*Kemeni ölümü-suu tübünde: Geminin ölümü su dibinde.
*Sadak küçü-sağadak: Yayın gücü sadakta.
*Mizni burnun terige sor: Bizin ucunu deriye sor.
*Açı sınağan başhasın açıtmaz: Acı yaşayan başkasını açıtmaz.
*Hileüge tireü salsan da öreü bolmaz: Hamur kişiliklinı direkle desteklesen de dinç olamaz.
*Balık suuda batmaz: Balık suda boğulmaz.
*Cumuşak almanı kurt aşar: Yumuşak elmayı böcek yer.
*Sakkulak caşırtın kabar: Sakkulak cinsi köpegi gizlice yanaşıp ısırır.
*Sözcü Gilau cumulub cürür: Burada stıraltı tercüme manayı açıklayamaz. "Cumulub" kelimesi sanki önemli bir iş yapıyormuşçasına yoğun
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ". 03-07-2009 22:52


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.




*Almay sokurannandan ese alıb sokuran: Almadığına pişman olmaktansa aldığına pişman ol.
*Aman üyünde keçe kalsa ekinçi kün seni üyden atar: Kötü evinde geçelerse ertesi gün seni dışarı atar.
*Amanna igilik etiü-pariyge çabır tigiü: Satıraltı tercümesi anlam veremez. Kullanımdaki manası: "Kötüye iyilik yapmak, köpeğe çarık dikmek gibi boş uğraştır".
*Alıuçusu köb bolğan mal iyesinde kalır: Alıcısı çok olan mal shibinde kalır.
*Aman er onsuz bla küreşir, katın bla demleşir: Kötü adam garible uğraşır, kadınla kavgalaşır.
*Aman arba col buzar, aman adam el uzar: Kötü araba yolu bozar, kötü adam köyü bozar.
*Aman atha tin kirse üsüne torsuk saldırmaz: Kötü at kendine gelse sırtına eyer taktırmaz.
*Kulnu faytonuna mindirsen kızını tiler: Kulu faytonuna (süslü arabana) bindirirsen kızını ister.
*Aman bolsa da karnaş igi, sabiy bolsa da coldaş igi: Kötü da olsa kardeş iyi, çocuk da olsa yoldaş iyi.
*Amannı izlegen amanlıkğa coluğur: Kötülüğe yatkın kötülükle karşılaşır.
*Amanlanı içinde igi bolğandan ese, igileni içinde aman bol: Kötülerin içinde iyi olmaktansa, iyilerin içinde kötü ol.
*Aman katınnı oymağı-bguşta: Kötü kadının yüksüğü çöplükte.
*Amanna amanat etsen amanatın kabılır, igige amanat etsen amanatın tabılır: Kötüye emenet edersen emanetin kaybolur, iyiye emenet edersen emanetin bulunur.
*Cahanimni körmegen candetge köl salmaz: Cehennemi görmeyenin gönlü cennete ısınamaz.
*Usta satıuçu çarıknı çuuruk eter: uzman pazarlamacı çarığı pabuç gösterir.
Baltanı auzun ağaçha sor: Baltanın ağzını ağaca sor.
*Ağaçnı uzunu-arkau, adamnı uzunu - calkau: Ağacın uzunu evin ara dıreği (olur), adamın uzunu işe yatkın olmayan olur.
Ağaç cerge kelbet, aybat erge kelbet: Ağaç yerin süsü, giysi adamın süsü.
(Bu sattıraltı tercüme yetersizdir. Kullanımdaki manası: Yerin süsü-ağaç, insanın süsü-giysi").
*Çegetge ot tüşse kurğak çiy da canar: Ormana ateş düşerse kurusu ıslağı da yanar. Satıraltı tercüme mana veremiyor. Kullanımdaki soyut tarzdaki manası: "Yurda bela gelirse iyi kötü da aynı kaderi paylaşır".
*Arğışçı otunsuz kalır: Oduncu odunsuz kalır.
*Adamnı adamlığın kıyın künde sına, ağaçnı ağaçlığın arkau erib sına: İnsanın kişiliğini zor günde dene, ağacın değerini evin tavan tutucusu yapıp den:
*Adamnı amanı bşhasını beti bla oynar: İnsanın kötüsü başkasının itibarını çökertmekle uğraşır.
*Aman katınnı kızı atasına calka kayırır: Kötü kadınnı kızı babasına yüz tutar.
*Adamnı bağasın adam bilir: İnsan değerini insan bilir.
*Bilimçini bilimçi anlar: Bilimadamını bilimadamı anlar.
*Adamnnı betine karama da adebine kara: İnsanın yüzüne bakma da edebine bak.
*Betden aythan köb betleşir: Yüze söyleyici çok defa yüzleşir.
*İş bilgenden korkar: İş bilenden korkar.
*Adamı bolmağan börk kergiç bla kenneşir: Kimsesiz şapka tezgahına danışır.
*Adam- tuuğan cerine, it-toyğan cerine: İnsan doğduğu yre, köpek doyduğu yere.
*Curtsuzdan ese
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ". 03-07-2009 22:49


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.



Urakın. URAK. Atak. Hücüm.
Urunçak. Girişken. Efendiliğini yerleştirme çabasındaki kişi.
Uraklarğa.Saldırıya geçmek.
Ürençek. Artık bırakamayacak kadar bir şeye alışkın kişi.
Alabuluk.Mavi temelli çeşitli rengi göz,
Köksül.Açık eflatun rengi.
Kök.Gök. Mavi renk.
Köksıman.Solgun mavi renk.
Temir betli.Koyu gri renk.
Tutunçak. Kale duvarında kolay tırmanmak için yapılan, iç savunmanın hareketini kolaylaştıran tutunabilecek oluşumlar.
Sarı.Sarı.
Cez betli.Kırmızı kına rengi.
Kızıl.Kırmızı.
Caşil.Yeşil.
Caşilsıman: Yeşile çalan.
Çubar. Karışık noktacıklardan oluşan renk.
Talğır. İzli.
Kantor. Koyu bordo rengi.
Aksıl. Süt kafve rengi.
Ak. Beyaz. Süt ürünleri.
Aksıman. Beyaza çalan. Kirli beyaz.
Kara. Siyah.
Koyköz betli. Açık kahverengi.
Mor. Koyu kahvrengi.
Cer betli. Kirli gri rengi.
Kaur. Solgun renk.
Aur köksül.Eflatun ve bordo içerikli renk.
Sarısıman. Sarıdan süt kahvesine çalan renk.
Kızılsıman. Kırmızıya çalan.
Çubarsıman. Karışık noktacıklarının az görüldüğü renk.
Talğırsıman. İzliye çalan renk.
Terilçek. Saf, tekrar tekrar aldatılan ve yaşadıklarından ders alıp yeni davranış oluşturmayı başaramayan insan.
Aur kantor. Koyu bordo.
Alındıu. Alınçak. Hemen kızıveren insan.
Carık kantor. Açık bordo.
Karaldım. Açık gri rengi.
Kergiç. Yün kumaş ve başortü kurutumunda kullanılan gerici tezgah. Cerrah aleti.
Kirilçek. Sokulgan, girişken, başarılı davranış oluşturucu. Gernellikle dolandırıcı kişiler hakkında söylenir.
Kauran. Güneş çarpması hastalığı.
Kuuk. İdrar torbası.
Kindik. Göbek.
Öbge. Akciğer.
Baur.Karaciğer.
Bilinçek. Her şeye kulak diken olumlu veya olumsuz her tür bilgiye meraklı çocuk.
Buulçak.Bazı yut ma problemleri olan insan.
Berinçek. Vermeye alışkın, eli, kalbi, ruhu açık insan.
Cabışmak.Yapışkan. Yapıştırma.
Caydak. Eyersiz at.
Barlık. Varlık.
Kiri. Büyük mal varlık.
Üy kerek. Ev eşyası.
Kerek. Küçük mal varlık. İhtiyaç. ş aletleri.
Külümçek. Her şeye mizahla yaklaşan kişi. Sebepsiz gülen çocuk.
Mal. Hayvan.
Çay. Sakin büyük nehir.
Koban. Dağ nehri.
Terk suu. Gemi, kayık yüzdürebilecek su(nehir,deniz).
Ağarsuu.Engel üstü akan su. Şelale.
Suu sekirtma. Şelale.
Arık. Dere.
İlipin. Sulama amaçla kazılan yapay derecik.
Ircı ilipin. Su tutan ve sınırı belirleyen yaray dere.
Çaylı çat. Nehir kıyısı bölgesi.
Çaylı. Nehir kıyısında yaşayan.
Calınçak. Yalaka.
Tennizli. Denizli.
Süyümçek. Her kese sevgiyle yaklaşan temiz kalpli insan.
Tüyümçek. Düğüm.
Korunçak. Kendini sıkı koruyan, her tür laya karşı açık tepki vermeyen, " beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın" der gibi yaşayan, kalın kalpli kişi. İkinci manası: düşman işgali sırasında acilen oluşturulan yetersiz savunma sistemi.
Kalançak. Kalannı. Taşdan yapılmış avlu duvarı.
Allançak.Çabuk karar veren ve harekete geçen kişi.
İyilçek. Her kesi efendi bilen, gururu çökertilmiş kişi.
Uzalçak. "Eli kolu uzun" denilen, arkalı kişi.
Tayançak. Sırtın yaslanabileceği yer veya insanlar.
Tiyimçek. Tiygiç. Tiek . Çocukların okutma
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ". 03-07-2009 22:46


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.


Tabanda bolsa da... En altta olsa bile...
Ters tireü. Başarısız, beceriksizliğin örneği olabilecek iş. (Satıraltı tercümesi- "yanlış direk".
Handar. Han soydan kişi.
Alabuluk. Mavi-yeşil değişimine elverişli göz rengi. Diğer alanlarda renk anlatımında da kullanılır.
Alabuluk saldı. Telkin etti.
Kısha biçer. Cimri olur. Satıraltı tercümesi "kısa biçer".
Zıldı. Kabağın çekirdek çevresi maddesi. İkinci anlamı-"beyni oluşmamış kişi".
Ağartıu. Dalga geçme. Hafiften kandırarak eğlenme.
Şorbat çıpçık. Serçe.
Kıyınlık. Trajedi. Büyük bela.
Haylı hal. Felaket durum. Acayib hal.
Katınsıuay. Kadınsı erkek.
Erkeksuay. Erkeksi kadın.
Mashara. Hafif hakaret içeren "Amazon" kelimesi.
Gıbır. Kesim degen. Bencil.
Kılkuyruk. Kurnaz. Her kesi cepten çıkarabilecek kişi.
Tın kerek. Dur lazım. (durdurmak lazım).
Nanlı şatır. Sevgili bulunan çadır.

Hırtdauk. Herkesi eleştirip duran kişi.
Sözçü. Dedikoduçu.
Şap-şap. Alçak kişilikli dedikoduçu.
Mahdauk. Pohpohçu.
Tölü. Nesil.
Pariy. Avlu köpeği. (soysuz).
Col tutarğa. Yolu izlemek. (ata sözünde "hedefe doğru yolu şaşırmadan ilerlemek" anlamındadır).
Ot tamızırğa. Ateş yakmak.
Cutulur. Yutulur. İkinci manası-bir maddede sindirilmek. Ata sözünde soyut tarzda anlam taşımakta ve ""hayatından olur, temelli mahvolur" anlamında gelmektedir.
Tirelir. Karşı koyari
Tirenni adam. Dayanmaya ve karşı koymaya alışmış insan. (Örneğin: " Han tirenni küçün cıyıb, bolur bolmaz - eseb kıyıb, azauların keter colğa çığarğandı, da kün sanay hapar saklab başlağandı..."(Han en direnişli kuvvetini toplayıp, olur olmazları gözden geçirip, yiğitlerin gidecekleri yola uğurlamış, sonra da gün sayarak onlardan haber beklemeye koyulmuştu). Burada "Azaula"(kudretli dişler) kelimesi cümle manasına bağlı anlamını değiştirmekte ve "yiğitler" olarak okunmaktadır. (Kaynak: "Nart Tauruhla").
Süygenni küydürgen... Seveni yakan, seveni üzen...
Boran. Kuvvetli rüzgar. Furtına.
Kar boran. Kar fırtınası.
Tenniz boran. Deniz fırtınası.
Kay boran. Hortum.
Cırlauk. Böcekler hakkındasöylenir. Anlamı "şarkı söyleyici". Çocukların anlatımında da esprili konuşmada kullanılır.
Sılauk. Okşayıcı.
Künü künlü. Günü güneşli. Mutlu. Mesut.
Ayğak. Herkese açık.
Totur. Enerji.
Auruu köb. Hastalığı bol. Ata sözünde "karakterinde bozuklukları bol" anlamıda gelmektedir.
Karaton. Kısır. Sadece kadına karşı kullanılır. Hayvanın anlatımında"kısır", toprağın tanımlanmasında "karan" sözü kullanılır.
Çak. Çağ.
Kağılğıç. Her an sözlü ve fiziksel baskıya maruz kalan, onu da sindirmek zorunda olan kişi. Yaşıtları tarafından fiziksel hakarete maruz kaldığı alışkanlık hale gelmiş çocuk.
Turu. Açık. İkinci manası-hayvanın çiftleşme dönemi.
Taşa. Gizli.
Caşırtın. Gizli. saklı.
Kımırğılı halda. Hırsızlık yaparcasına gizli.
Çüyre caşar. Ters yaşar. Hayatı ters gider.
Bet çüyürüuçü. Yüz buruşuklayıcı-asıl manası. Kullanımdaki anlamı "herkesin arkasından laf atıcı, çifte yüzlü kişi".
Sadakçı. Yay
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ". 03-07-2009 22:41


СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.
975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)

Carmalık. Fuar. Çok katılımlı pazar. Geniş imkanlara sahip pazarlama yeri.
Bazar. Pazar.
Baraza. Saban izi.
Baytal. Kızak.
Alaşa. İşci at.
Fahmu. Yetenek.
Catma. Duvarsız çatı kaplanmış alan.
Bau. Dam. Ağır. Bağlama ipi.
Gözen. Ambar. Kiler.
Gum. Kuru yiyecek ürünlerin korunduğu yer.
Mürzeü. Buğday, arpa, mısır, pirinç vb. kuru ürünlerin toplu ismi.
Mindem. Kenardan koparılan küçük parçacık.
Dibildirik. Islak ve üşümüş insan.
Cut. Karnı gözü de doymayan.
Hut. Nart efsaneler'in bir kahramanı. Erkek isim.
Harib. Arkasız. Garib.
Tüek. Müzik aletin düğmesi.
Cıymıç. Toplayıcı. (Toplama hevesli insanlar hakkında dalga geçen bir sözdür).
Honça. Şakak.
Tobağa kaythan. Töbe eden.
Deület. Devlet.
Kral. Devlet.
Ata curt. Ana vatan (ata vatan olrak söylenir Nartlar'da).
Han. Kral.
Şanüy. Kral.
Ban. (Uan). Kral. (Hunnu dönemindeki söz. Günümüzde nadir bilinir. Dünya tarihine girmiş, manası "kral" olan Çin sözüdür. Nart-Karaçaylı Hunlar'ın, oyun maskelerinde "Ban Balattu"(Han Bala, Han yavru) bulunmaktadır ve o kanıt üzerinden, tarihi bilgilere tutunarak söze ulaşılmıştı).
Şat. Kral tarafından bölge başkanlığına atanan kişi. ( Örneğin: vali).
Kağan. Toprak sahibi bölge prensi.
Kağanat. Prenslik bölgesi.
Deület Başçısı. Kral Başçısı. Kral. President. Başbakan vb.
Caur. İşçi hayvanın sırtında yük taşımak ve eyerin uyumsuzluğundan oluşan yara.
Ciger. Çalışkan.
Beti cibimez. Utanmaz. (Satıraltı terxümesi "yüzü ıslanmaz").
Künkör. Çok iyi yaşayan kişi. Alaylı lafta kullanılır.
Dırtdıuay. Espride kullanılan "gaz çıkartıcı" sözüdür.
Kul. Köle.
Karauaş. Kadın köle.
Tıbır kul. Sahibine bağlı ev işlerinde kullanılan köle.
Tıbır karauaş. Sahibine bağlı ev işlerde kullanılan kadın köle.
Cumuşçu. Hizmetçi.
Kara kul. Ağır işlerde kullanılan erkek köle.
Karaul. Gözlemci. (Sınır gözlemci eskiden. Günümüzde "bekçi" "güvennik" anlamıda kullanılmaktadır).
Begeül. Bir yerden bir yere haber götüren ve posta gibi çalışan bağımsız kişi.
Baş baulu kul. Satın alınan ve ömrü boyunca sahibine ait köle.
Çabçıuay. Kısa mesafelerde götür getir işleri yapan çocuk.
Han bala. Baş Biy. Veliaht.
Kanın boklanır. Kanın kirlenir. (Kullanımdaki manası - neslinin genetiği alçalır).
Çırak. Meşale, lamba vb.
Cau çırak. Mum.
Nızı çırak. Çam ağacından yapılmış mum vb.
Kölden tilek. İçten dua.
Hars. Alkış.
Eslenmegen. Göze batamayan.
Çuruk. Değerli deriden ayakkabı.
Çabır. Kaba deriden iş ayakkabı. (çizmeler şeklinde).
Şoh. Dost. Arkadaş.
Tatah. Yakın dost. Çocukluk arkadaş.
Nöger. Arkadaş. Dost.
Şağırey. Tanıdık.
Şoğay. Kısa süreli dost.
Can tatah. Can arkadaş.
Hoş köllü. Hoşgörülü.
Hapa-sapa eterge. Alt üst etmek.
Öz. Madde veya kişinin özü.
Tal. Sögüt.
Çarh. Tekerlek. İkinci manası-"bedenin varolma enerjisi" Örneğin: "çarhı oynamağan adam" (bedeni canlanamayan insan).
Gurt tauk. Kuluçka.
Baguş. Çöplük.
İncilgiç. Süregen üzüntü yaşayan kişi.
Bögek. Kudretli ve cesur kişi.
Tuu. Çağ dönemi
Читать далее...
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ДРЕВНИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ ГУННОВ-КАРАЧАЕВЦЕВ "НАРТ СЁЗЛЕ". 03-07-2009 22:38


975-343-440-5_s  ОБЛОЖКА-АТАСЁЗЛЕ (90x132, 2Kb)
СЛОВАРЬ ДРЕВНИХ И ЗАБЫТЫХ СЛОВ.


Из книги СУФИЛЬИ СЕМЕНОВОЙ, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. Изд. "KAYNAK", Стамбул,2007г.


Kol cuu. Ümit kes. (Satıraltı tercümesi-"ellerini yıka").
Cörme. İşkembe kaplı iç yağından birkisel harcı katkılı ypılıp kurutulan sucuk.
Abcıtırğa. Zarar vermek. Kötü müdahale etmek.
Suu başı kesgen emegen. Masallardan gündem diline taşınmış bir deyiş. Manası "Suyu kesen ejderha", soyut tarzdaki anlamı "başkan yerine oturup haksızlık yapan kişi".
Kırğı. Yenecek güç.
Kırğıç. Ağacı temizleyici alet. Deri işlemesinde de kullanılmakta.
Zukku. Ters bakan.
Kutuk. Tamamen kel. Kuyu. Kuduk.
Hay atar. Kay atar. Korku çığlığı atar.
Cıgıra. Yenilen bitki. Alt sınıf halkta kullanılan "dost", "arkadaş" sözü.
Çıgır. Hastalık sonrası kelleşmiş kişi.
Can aurutuuçu. Yardımsever.
Arış. Arabanın atların yan yana bağlandığı, öne uzanan çekiç direği.
Sıpdırılırğa. Sıyırılmak.
Caş çığar. 1. manası "genç çıkar", 2. anlamı "gözyaş dökülür". Ata sözünde "gözyaş" anlamındadır.
Caşlık etgen. Gençlikten tecrübesizlikten yanlış yapan.
Şınkart. Büyük alev. Bilerek yakılan (eğlence amaçla) büyük ateş.
Öçükgen. İntikam duygu besleyen kişi.
Tayar tau. Göçük dağ.
Örek. Şapka yapımı tezgahı.
Katdırma. İçi boş gözleme.
Hıçın. Patetesli peynirli içiyle yapılan bazlama.
Tatıran tuzluk. Acı ketçap. Tuzluk.
Ou-Şau! Brbat durumu anlatır.
Töleü. Ödev. Ödeme.
Bosağa. Giriş kapının alt önü.
Tıbır. Evin en kullanışlı mekanı, aılenin devamlı bulunduğu yer.
Caydak. Yeyersiz at.
Tin. Ruh. Maneviyat.
Oltan. Ayakkabının yere basan kısmı.
Tıbırda kalmaz. Evde kalmaz.
Kankıldağan. Tavuğun yumurtlamadan sonra çıkarttığı ses.
Kozlağan. Doğuran. (Sadece hayvan anlatımında kullanılır. İnsana karşı hakarettir).
Sabiy Tabdı. Kutuldu. Doğurdu. (Kadın doğumu bu sözlerle anlatılır. "Doğurdu" demek hakaret içerir ve kadını hayvanla denkleştirir). Sözlerin öz anlamı "tabdı"(buldu), "kutuldu"(kurtuldu).
Kayiş. Deri dilimlerden ypılmış kudretli ip(halat).
Çamlanırğa. Kızarak kendinden geçmek.
Kıyım. "Oyma" sözüne eş manalıdır. Özel nitelikte yapılmış teknik süsleme anlamındadır. Örneğin: Demir halatın kıvrılması yöntemiyle yapılan süslere (duvar girişi vb.) "kıyım casarık" denir.
Tıyım. Birikdirilmiş varlığı anlatan sözdür. Örneğin: "Tıyımlı adam" "birikdire bilen insan".
Cauçaçar. Bu söz iki sözden oluşmakta ve birlikte yazılışından dolayı anlamını değiştirmektedir. İçinde "cau"(düşman, yağ) ve "çaçar"(dağıtır) kelimeler bulunmakta. Manası "Ebediyen yenilgisiz".
Kuşuçar: Kuş gibi uçan. Ya da (manaya göre) " uçan at".
Köz. Nazar. Göz. Eski arşitektürde "Teyri tereze" adlı şafak penceresi.
Kan kaytır. İntikam alınır.
Atıul. Saldırıya meyelli kişi.
Çinkebel. İnce belli.
Zalim. Zülümcü.
Terk kaytır. Çoğunluk geri çevrilir.
Tillerge. Dil uzatmak. Karalamak. İtibarını zedelemek.
Emilik. Dizgine alışmayan at. Kurallara uymayan kişi. İnsan hakkında özel durumlarda ve çok nadir kullanılır.
Bet çomaltırğa. Yüz
Читать далее...
комментарии: 1 понравилось! вверх^ к полной версии
БравеДефендер пишет в своем дневнике... 24-06-2009 09:23


[550x366]
БравеДефендер тут пишет о лгунах. Мне это показалось немного наивным, потому что лгуны, в частности политики и управленцы, никогда не выдают тех признаков, которые автор описывает. Это только совестливый человек, вынужденный лгать, может себя так вести, а кто без совести и чести, будет так нести ложь, что перекроет всякую правду.

К тому же есть множество нервных, закомплексованных людей, которые, при одном только подозрении в их адрес могут выдать признаки нервной неустойчивости, хотя и говорят правду. Тогда можно ошибиться. Потому написанное-не показатель истинных признаков, выдающих лжеца.

Прочтите. Может и у Вас родится желание прокомментировать.



БравеДефендер
аырıнтıларı гöрüнтüле 18:27 (13 саат öнце)


Вам говорят неправду
БравеДефендер

Есть много признаков, по которым можно определить, что вам говорят неправду. При этом у неопытного вруна вы скорее всего можете обнаружить целый "букет" из них, тогда как опытный проколется только на одном-двух. Это знание может быть полезно, как в вашей личной, так и профессиональной жизни.


more=Вам говорят неправду, если...]Вам говорят неправду,если...

1. Выражение эмоций и реакций замедлено, по сравнению с тем, как обычно ведет себя человек. Оно начинается с задержкой, проходит более буйно, и очень резко заканчивается.

2. Проходит некоторое время между словами и выражением эмоций. Например вам говорят, что ваша работа сделана блестяще и только потом, после осознания того, что сказали, улыбаются. Когда у говорящего правду человека эмоциональная реакция будет проходить одновременно со словами.

3. То, что человек говорит совершенно не согласуется с выражением на его лице. Например, когда вам говорят фразу "Я люблю тебя", у человека становится таким, как будто он съел дольку лимона.

4. При выражений эмоций учавтвует не все лицо, а только часть. К примеру, человек улыбается только ртом, не задействуя при этом мышцы щек, глаз и носа. Глаза в данном случае действительно становятся зеркалом души, потому что научиться специально управлять их выражением очень сложно, для некоторых невозможно.

5. Когда человек говорит вам ложь, он свиду пытается занять, как можно меньше места, прижимая к себе руки и одну к другой - ноги.

6. Человек будет избегать встречи ваших глаз.

7. Человек трогает или чешет свой нос, уши. В редких случаях дотрагиваться открытой ладонью к области сердца на груди.

8. Человек будет "защищаться", вместо того, чтобы идти "в атаку" в разговоре.

9. Врущий человек может пытаться отвернуть свое тело или голову от вас.

10. Он может несознательно поставить какие-то объекты между вами, создавая некого рода "защитный барьер".

11. Врун будет может использовать ваши слова, чтобы сделать ответ очень похожим на вопрос. "Это ты разбил дальнее окно на втором этаже?" "Нет, это не я разбил дальнее окно на втором этаже"

12. Вам не дают четкого ответа на вопрос, вместо этого говорят "плавающий" ответ, который может быть понять по-разному.

13. Ваш собеседник может говорить больше чем нужно, добавляя излишние детали. Ему не комфортно, когда наступает пауза в разговоре.

14. Когда человек врет он может опускать местоимения и говорить монотонным голосом.

15. Человек может говорить мягко, но при этом грамматически неправильно. Предложения будут запутаны.

16. Если вы верите в то, что вам лгут - попробуйте поменять предмет разговора. Если человек действительно вам врет - он охотно сменит тему и будет выглядеть более расслабленным.

17. Человек использует юмор и сарказм, чтобы обойти тему.

По этим признакам довольно легко определить, если кто-то вам лжет. Но конечно не стоит забывать, что лучше всего они работают с людьми, которых вы давно знаете.
комментарии: 1 понравилось! вверх^ к полной версии
Без заголовка 09-06-2009 12:50

Это цитата сообщения superleo200980 Оригинальное сообщение

Михаил Круг Исповедь

комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
МОЗДОКСКИЙ ДНЕВНИК (продолжение) 04-06-2009 00:51


[400x600]



ОТ САРТРА...
Ад на Земле и это-«другие»,
Которые нам отравляют мирские,
Краткие годы, что богом даны.
Сколько ж в созданиях от сатаны!..
Сколько, живущий, проносит печали,
Что не дадено свыше Земле, изначально!
Сколько ничтожного в жизни великой,
Сколько безликости в ней, многоликой!
Ад-это здесь! Ад-в отношениях,
В топи поступков, зависти, трениях,
В жажде наживы, в страсти порочной,
В одержимости первенства, алчи немолчной!..
Несводимое –вместе! Дисгармония-в лад!..
Так мир устроен!.. Ну, чем же не ад?!..
Разное-вместе, а чуждое –рядом
И травят друг друга медленным ядом?!
Ад-на Земле! То-людей единение!..
Их друг к другу притирка, слом и смирение!

***

КТО Я?..

Я, Человек, рожденный на Земле...
На центробежной держится волне
Та колыбель, где я, частица пыли
Вселенной, стала воплощенной былью...
На краткий срок мне облик этот дан
И в том-печаль, и в том-большой изъян...
Кто я, Творец? Неужто мне подобных
Нет на планетах, в вечности заблудших?..
Пространству, Бесконечности, Мирам
Секрет Творенья почему не дан?..
Кто я, Господь? Кто эти все созданья?
Открой нам цель земного пребыванья!
Я одинока!..В ночь вперяя взор,
Ночного неба, проходя простор,
Ищу сестер и братьев в мирозданье
И разум мой в бесплодном ожиданье
Их образы, немыслимо, рисует
И к тайне Мира таинство плюсует...

***
СОВЕТ ПОЭТА

Один поэт мне дал совет:
«Добро-искристый, яркий свет,
В кромешной тьме u оттого
Всегда притягивает зло.
Добра не делай, коль не просят,
Не похвали, пока не спросят,
Не будь последней, ни передней,
Старайся быть повсюду средней,
Знай, средний крыт со всех сторон
И не терпеть ему урон.
Храни свои секреты крепко:
Знай мир изученных не любит.
Немного тайны, вид всезнанья-
Всегда способствуют признанью.
Не доверяйся никому,
Верь только богу одному.
Друзъя со временем-чужие,
Родство забудут и родные,
Любовь пройдет, угаснут страсти...
Не забывай-рок черной масти.
Роздал-раздет, собрал-одет-
Тебе, мой дружеский совет!..»
Такой урок мне дал поэт,
Седой, познавший тьму и свет.
Совет-то мудр, но тогда
Почто «людьми» нам слыть, друзья!

***
СЛОМ

Теперь я знаю что такое –слом,
Переворот в душе и взлядов перелом!..
«Жизнь борьба» отец мне говорил
И отражать невзгоды все учил,
Но я слова вниманием обходила
(И до меня их суть не доходила),
Все думала, что зло перед добром
Всегда слабо, всегда войдет в урон.
Но жизнь другое доказало мне:
Добро-ничто, а зло-всегда в цене.
Добро-лишь остров,a вокруг пучина
Из злого состоит. И в этом вся причина
Страданий, бедствий, краха и паденья
Людей, лишенных знаний и уменья
Плыть в той пучине, где нужны шипы,
Всеядность, злоба, когти и клыки.
Я потеряла много в этом «море»...
В сохранности осталось только горе...

***

ЗАВИСТНИКАМ

Несчастные, земля не вам, ни мне!..
Мы постоянны только лишь во мгле
Великой и непознанной вселенной...
К чему так много зла, при жизни бренной!..
Пространство, многомерность, бесконечность
И всё, что с грустью, называем "вечность",
Нас втянет в русло вечного потока,
С которого не вымолить оттока...
Несчастные, к чему так много злобы,
Коль все мы-пища, для земной утробы?!

***
О НЕЗЫБЛЕМОМ

Невечны все мы на земле Творца,
Идя, достигнем страшного конца
Который в век зовут «лиловой смертью»...
Погонит нас судьба, привычной плетью
И сбросит в ров зияющего тленья,
Как месиво для новопревращенья.
Быть может в мир придешь ты алой розой,
А тот, другой, весеннею мимозой,
Быть может, мной удобренная ель
Будет стоять в морозы и метель,
Не наклоняясь, не теряя цвета,
Как я, подставив грудь всем бедам света!..
Невечны все мы на земле Творца,
Идя дорогой тленного конца...

***
СТАРОМУ ВРАГУ

Мой старый враг, стареющий, как я,
Одной печалью, мы, теперь, друзья.
Корю ли я тебя за то, что было,
Огнём сгорело и волной уплыло?!..
Уж, нет, мой враг, тебя жалею я!
Ты был жесток, но в новые края
Твоя жестокость мне открыла двери.
Ты отстоял своё пространство зверью...
Я, жертвою удачливой была
И в гонке смертной уцелеть смогла.
Теперь и ты, и я нисходим вниз, к "ущелью",
Судьба грозит лавиной, бурей, селью...
Под страхом общим мы, теперь, друзья
И не жалеть друг друга нам нельзя.
Несёшь ты ношу тяжкую, я знаю.
Уж многих ты теснил, невинных, к краю
Той пропасти, что ныне нам видна,
Зияя чёрной полостью, без дна.
Я налегке, мой враг, позволь подмогу,
Свою, сниму обиду, чтобы к Богу
Не приходить с налётом давней боли...
Тебе ж полегче будет в тяжкой доле.
Не ты один был ослеплён вершиной,
Не я одна затянута трясиной...
Уж виден зёв лиловых, вечных врат,
Где обещает рок иль рай, иль ад.
Мой старый враг, теперь простим друг друга,
Коль даст Господь - До Будущего Круга!...

***
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ПРЕДУПРЕЖДЕНИЕ ОТ ТАТЬЯНЫ ЗИНЧЕНКО!!! 03-06-2009 16:16


[699x613]
Это цитата сообщения Татьяна_Зеленченко [Прочитать целиком + В свой цитатник!]
СРОЧНО! ПРОЧИТАЙТЕ и СООБЩИТЕ ВСЕМ !



СРОЧНО! ПРОЧИТАЙТЕ и СООБЩИТЕ ВСЕМ ! Новый вирус!!!

Электронные письма с картинами повешенного Osama бен Ладена посылают
в момент, когда Вы открываете, Ваш компьютер.
Если Вы получаете электронную почту: "Осама бин Ладен Захвачен' или 'Osama, Повешенный', не открывайте приложение!!!
Эта электронная почта распространяется во всех странах вокруг земного
шара, но главным образом в США и Израиле Будьте внимательны & пошлите
это предупреждение всем, кого вы знаете.
ПОЖАЛУЙСТА, ОТПРАВЬТЕ ЭТО ПРЕДУПРЕЖДЕНИЕ ДРУЗЬЯМ И ВСЕМ, С КЕМ ВЫ В
КОНТАКТЕ!!!
В течение следующих дней Вы должны быть ОЧЕНЬ ОСТОРОЖНЫ:
Не открывайте сообщение с приложенным файлом под названием 'Приглашение'
независимо от того, кто послал его. Это - вирус, который открывает Олимпийский Факел, который 'жжет' весь твердый диск C Вашего компьютера. Этот вирус будет получен от того, у кого есть Ваш адрес
электронной почты в его/ее списке контакта, именно поэтому Вы должны послать эту электронную почту во все свои контакты. Лучше получить вовремя сообщение, чем получить вирус и открыть
его. Если Вы получаете почту, названную 'приглашением', хотя послано другом, не открывайте его и немедленно закрывайте Ваш компьютер.
Это - худший вирус, о котором объявляет Си-Эн-Эн, он был классифицирован Microsoft как наиболее разрушительный вирус, когда-либо известный.
Этот вирус был вчера обнаружен McAfee, и пока нет нет никакой защиты от этого вида вируса. Этот вирус просто разрушает Нулевой Сектор Твердого Диска, где сохранена важная информация .
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
Без заголовка 03-06-2009 13:01

Это цитата сообщения Татьяна_Зеленченко Оригинальное сообщение

СРОЧНО! ПРОЧИТАЙТЕ и СООБЩИТЕ ВСЕМ !



СРОЧНО! ПРОЧИТАЙТЕ и СООБЩИТЕ ВСЕМ ! Новый вирус!!!

Электронные письма с картинами повешенного Osama бен Ладена посылают
в момент, когда Вы открываете, Ваш компьютер.
Если Вы получаете электронную почту: "Осама бин Ладен Захвачен' или 'Osama, Повешенный', не открывайте приложение!!!
Эта электронная почта распространяется во всех странах вокруг земного
шара, но главным образом в США и Израиле Будьте внимательны & пошлите
это предупреждение всем, кого вы знаете.
ПОЖАЛУЙСТА, ОТПРАВЬТЕ ЭТО ПРЕДУПРЕЖДЕНИЕ ДРУЗЬЯМ И ВСЕМ, С КЕМ ВЫ В
КОНТАКТЕ!!!
В течение следующих дней Вы должны быть ОЧЕНЬ ОСТОРОЖНЫ:
Не открывайте сообщение с приложенным файлом под названием 'Приглашение'
независимо от того, кто послал его. Это - вирус, который открывает Олимпийский Факел, который 'жжет' весь твердый диск C Вашего компьютера. Этот вирус будет получен от того, у кого есть Ваш адрес
электронной почты в его/ее списке контакта, именно поэтому Вы должны послать эту электронную почту во все свои контакты. Лучше получить вовремя сообщение, чем получить вирус и открыть
его. Если Вы получаете почту, названную 'приглашением', хотя послано другом, не открывайте его и немедленно закрывайте Ваш компьютер.
Это - худший вирус, о котором объявляет Си-Эн-Эн, он был классифицирован Microsoft как наиболее разрушительный вирус, когда-либо известный.
Этот вирус был вчера обнаружен McAfee, и пока нет нет никакой защиты от этого вида вируса. Этот вирус просто разрушает Нулевой Сектор Твердого Диска, где сохранена важная информация .
комментарии: 1 понравилось! вверх^ к полной версии
цитаты из постов блогеров 03-06-2009 12:37

Это цитата сообщения Rita-ApRiL Оригинальное сообщение

-1413-



Парадокс нашего времени состоит в том, что наши автострады становятся шире, а мышление уже;

Наши здания вытягиваются вверх, быстрее, чем когда-либо, а терпение сокращается;

Мы тратим больше, а имеем меньше;

Мы покупаем больше вещей, но меньше ими пользуемся;

Наши квартиры становятся большими, а семьи меньшими;

У нас больше ученых званий, но меньше рассуждений;

Больше экспертов, но и больше проблем;

Больше медикаментов, но меньше здоровья;

Мы приумножили свою собственность, но уменьшили свои ценности;

Мы говорили слишком много, любим слишком редко, ненавидим слишком часто;

Мы научились, как зарабатывать на жизнь, но не научились, как жить;

Мы добавили годы к жизни, но не жизнь к годам;

Мы слетали на Луну и обратно, но нам трудно переступить порог и познакомиться с новым соседом;

Мы освоили внешний мир, но не внутренний;

Мы очищаем воздух, но загрязняем душу;

Мы разложили атом, но не наши предубеждения;

У нас выросли доходы, но упала нравственность;

Мы гонимся за количеством, но теряем качество;

Наше время – это время мирового затишья, но домашних скандалов;

Большого количества развлечений, но меньших радостей;

Большого разнообразия пищи, но менее полноценного питания;

Мы живем в дни, когда работают оба родителя, пытаясь обеспечить семью, но у нас больше разводов;

Наши дома выглядят красочными снаружи, но в них живут разбитые семьи...

© автор неизвестен
комментарии: 0 понравилось! вверх^ к полной версии
ИЗ ФОРУМА КПРФ. ИНТЕРЕСНЫЙ МАТЕРИАЛ. 24-05-2009 22:41


[500x465]
Опции темы Поиск в этой теме Оценить тему
01.11.2007, 18:27 #1
Равиль Фатхутдинов
Новичок

Регистрация: 01.11.2007
Сообщений: 7
Репутация: 66
Татарин раскрыл величайшую тайну еврейских мудрецов
Частный исследователь Равиль Фатхутдинов сделал открытие, благодаря которому Россия поднялась с колен, а Иран разговаривает с Западом на равных.

Еврейские мудрецы исказили смысл главной заповеди Христа, чтобы закрыть для неевреев доступ к еврейскому источнику жизни.
Искаженный, ложный смысл главной библейской заповеди, культивирующий разделение и конкуренцию между людьми, воспринятый христианами, есть фундамент западной цивилизации. Предание мировой огласке величайшей фальсификации тысячелетий, утверждение подлинного смысла заповеди означает разрушение фундамента западной цивилизации. Западный социальный порядок, лишившись важнейшей составляющей - ценностного согласия, станет нелегитимным, неустойчивым.

Открытие Равиля Фатхутдинова может быть использовано как идеологическое оружие против Запада. Этим идеологическим оружием может воспользоваться и Москва, и Тегеран. Запад боится развязать "холодную" войну с Россией, ибо это будет началом конца для западной цивилизации. По этой же причине США не осмеливаются начать бомбардировки Ирана. Известное письмо Ахмадинежада к американскому народу есть не что иное, как предупреждение Вашингтону о готовности Ирана нанести ответный удар.


Суть открытия Равиля Фатхутдинова заключается в следующем.

Заповедь «Возлюби ближнего своего как самого себя» может пониматься двояко. Может показаться, что заповедь имеет два смысла, два значения. В действительности заповедь имеет один смысл, а второе смысловое значение заповеди есть бессмыслица.

Два смысловых значения заповеди:
1) Лексическая частица "как" в заповеди почти всеми понимается как сравнительный союз. На этом покоится бытующее ложное понимание этой заповеди. То есть в роли сравнительного союза лексическая частица "как" порождает ложный смысл (бессмыслицу) заповеди.
2) Лексическая частица "как" в заповеди имеет значение "в качестве". В этом случае заповедь имеет подлинный смысл: Возлюби ближнего своего в качестве самого себя; Возлюби ближнего своего - самого себя.

Двусмысленность заповеди обусловлена двусмысленностью лексической частицы "как". Речь идет о лингвистической ловушке, которую использовали еврейские мудрецы для искажения смысла учения Христа.
Эта лингвистическая ловушка существует во всех европейских языках. Существует она и в греческом языке, на котором написан Новый Завет.

Сравнительный союз "как" всегда предполагает обособленность, разделение, несовпадение сущностей.
Если лексическая частица "как" в заповеди является сравнительным союзом, то имеет место деление на субъект и объект - человек и его ближний (Библия же говорит: «Израиль - один человек»; «Да будут все едино»).
Ложное смысловое значение заповеди проповедует разделение человека и его ближнего, культивирует разобщенность и отчуждение. В таком значении эта заповедь противоречит учению Христа.

Лексическая частица "как" в главной заповеди Христа не является сравнительным союзом, а имеет значение "в качестве", которое означает отождествление, совпадение сущностей: Возлюби ближнего своего в качестве самого себя; Возлюби ближнего своего - самого себя. Заповедь проповедует единство человека и его ближнего - человек и его ближний составляют одно целое.
Все проповеди, притчи и высказывания Христа свидетельствуют о том, что лексическая частица "как" в этой заповеди имеет значение "в качестве". Например, об этом свидетельствуют следующие слова Христа: "Да будут все едино; как Ты, Отче, во Мне, и Я в Тебе, так и они да будут в Нас едино, - да уверует мир, что Ты послал Меня" (Ин.17,21).

Согласно Евангелию от Иоанна, во время прощальной вечери Иисус умыл ноги своим ученикам. Целью этого было не самоуничижение Христа, как это трактуют христианские интерпретаторы, а стремление донести до понимания своих учеников смысл заповеди любви к ближнему. Умыв ноги своим ученикам, Иисус умыл ноги самому себе. "Если не умою тебя, не имеешь части со Мною", - говорит Иисус Петру (Ин.13,8).

Иисус говорит ученикам: "Заповедь новую даю вам, да любите друг друга; как Я возлюбил вас, так и вы да любите друг друга" (Ин.13,34).
Как возлюбил Иисус своих учеников? Как неотъемлемую часть самого себя. В этом заключается смысл "новой" заповеди: в разъяснении смысла любви к ближнему.

Как понимали смысл этой заповеди апостолы Христа?
Апостол Павел говорит: "Так мы многие составляем одно тело во Христе, а порознь один для другого члены" (Рим.12,5).

Такое понимание заповеди имело следствием соответствующий образ жизни первых христиан. Читаем в Деяниях Апостолов: "Все же верующие были вместе и имели все общее" (Деян.2,44); "У множества же уверовавших
Читать далее...
комментарии: 3 понравилось! вверх^ к полной версии